
Arkadaşlarımla Peru’ya gitme planları yaptığımızda önce aklımda Machu Picchu, Amazon, Pasifik , birçok yeme içme listesinde en tepede yer alan restoran ve barları ve tabii ki Pisco vardı.
Güney Amerika ve şarap denince akla ilk gelen ülke Peru değil malum, önce Şili ve Arjantin’i düşünüyoruz. Halbuki Pisco da üzümden yapılıyor ve üzümle ilişkisi onlar kadar eski olan Peru nasıl olmuş da şarapla az anılır olmuş diyerek okumalara başladım. Jancis Robinson’ın muhteşem websitesinde Amanda Barnes adına ve yazmış olduğu “The South America Wine Guide” kitabına ulaştım. Hemen sipariş vermek istedim ama hem bekleyecek vaktim yoktu hem de sabırlı değildim açıkçası . Bir baktım ki benim gibi sabırsızlar düşünülerek hem tümü hem de bölümleri ufak bir ücret karşılığında ayrı ayrı indirelebiliyor😊 Okudukça merakım arttı ve Peru seyahatimiz için şarap ve pisco öncelik listemde yukarılara taşındı. Peru’ya defalarca tur düzenleyen sevgili liderimiz Burak’a, nam-ı diğer Gurukafa’ya gitmeye vaktimiz olur mu diye sordum. Zaten çöldeki vaha Huacachina’ya gideceğiz, hallederiz dedi. Hemen Seray Kumbasar’la konuştuk. İkimiz de Pepe Moquillaza adına ulaşmıştık. Seray hemen yazışmaya başladı ve ziyaretimizi planladık. Pepe dünyanın en tatlı, en misafirperver, en hızlı cevap veren ve en samimi insanlarından biri çıktı. Onu ilerleyen satırlarda anlatacağım diyerek hazırsanız Peru şarapçılığını yazmaya başlıyorum.
Kolomb Güney Amerika’yı keşfettiğinde zeytin, buğday ve üzümü de yanında getiriyor. Bu ilk İspanyol üzümleri “Mission” olarak anılıyor ve kuzeyden güneye bu yeni kıtanın her yerine dikiliyor. Bu üzümler arasında Misket ailesinin üyesi Moscatel de Alejandria da var. Sonra bağda birbirleriyle çaprazlanarak farklı çeşitler de ortaya çıkıyor ve bu çeşitlere “Criolla” denmeye başlıyor. “Criolla” İspanyolcada Amerika kıtasına ait olup İspanyol türlerle melezlenen insan, kültür, hayvan ve bitkileri tanımlamak için kullanılan bir terim. Bu üzümler tüm Latin Amerika’da yüksek rakımlardan , dünyanın en kuru çöllerine, kuraklığa, aşırı sıcak ve güneş ışığına, aşırı rüzgarlı Patagonia’ya kadar her türlü zorlu şartta 400 yıldır mücadele ediyor ve hayatta kalıyorlar.
Peru’nun hikayesi ise 1539’da Lima’da dikilen ilk asmalarla başlıyor, 1500’lerin sonuna doğru Cuzco, Arequipa, Moquegua ile devam ediyor. Bu dönemde 40.000 ha bağ alanından yılda yaklaşık 23.000.000 lt şarap üretiliyor. Bu İspanyol kralı II. Felipe’yi korkutuyor ve Güney Amerika’da dini törenlerde kullanım amacı harici şarap üretimini yasaklıyor. Hatta ilerleyen yıllarda bu yasaklamalar defalarca tekrarlanıyor. Peru şarapçılığının talihsizliği bununla da bitmiyor: Huaynaputina volkanik patlaması, Ica/Pisco depremi, Pasifik savaşı , filoksera, asmaların sökülüp pamuk yetiştirilmesi (white gold rush)…. Derken bugünkü bağ alanı 29.000 ha. Ve bunun sadece %7’si şarap yapmak için kullanılıyor (şimdilik) gerisi sofralık (%65), Pisco (%27) yapmak için elbette. Pisco 18. yy’da tüm bu yasakların ve felaketlerin sonucu olarak ortaya çıkıyor. Aslında Pisco hem bir bölgenin hem de bağlara dadanan kuşun adı (bizde de var, karatavuk😊) Üzümden üretilen brendiye de adını veriyor. İspanyolların müdaheleleri burada da bitmiyor. Daha ucuz içki için Pisco’nun üzümden değil şeker kamışından üretilmesi emri veriliyor. Peru’nun çilesi bitmiyor yani.
Bugün Latin Amerika’nın 5. Büyük üreticisi olan Peru’da 10.000’den fazla üzüm üreticisi var. En önemli bölgeler büyüklük sırasına göre Ica, Lima, Arequipa, Moquegua, Tacna, Sierra del Peru. Deniz seviyesindeki bölgelerden 3.000 üstü rakımlı bölgelere birçok farklı iklime sahip olan şarap bölgelerinde yaşlı bağlarda eski pergola kullanılırken, yeni bağlarda çok tanıdık olan VSP sistemi kullanılıyor.
En fazla yetiştirilen üzüm çeşitleri ise;
Quebranta (onsuz Pisco olmaz; Listan Priato X Negramoll doğal çaprazlaması. )
Italia ( Moscatel de Alejandria’nın Peru’daki adı. Şimdilerde her iki şekilde de etiketlerde görmek mümkün)
Albilla (genetik sonucu Palomino Fino olduğunu gösteriyor)
Negra Criolla (Negro Corriente olarak da biliniyor. Şili’de Pais, Arjantin’de Criolla Chica, Bolivya’da Misionera olarak biliniyor)
Moscatel (misket ailesinden en yakın akrabası pembe misket)
Torontel ( Moscatel de Alejandria X Criolla çaprazlaması. Tıpkı Torrontes gibi. Ama aynı üzüm değiller)
Uvina, Mollar, Isabella yerli çeşitlerle beraber Sauvignon Blanc, Malbec, Petit Verdot, Tannat başta olmak üzere uluslararası birçok çeşide de rastlamak mümkün.
ICA’YI AYRICA KONUŞALIM
Neden? Çünkü tanışma hayali kurduğumuz sevgili Pepe’nin şaraphanesi ve bağları orada. Ica hem bir ana bölgenin hem de alt bölgenin adı. Alt bölge olan Ica’da Intipalka, Tacama gibi çok eski ve büyük üreticiler olduğu gibi Mimo, Finca 314, Pachawines, Vino de Arenas , Viste Alegre gibi yeni ve farklı üreticiler de var. Tacama’da şaraphane turu ve tadım yapıp, geleneksel Peru yemekleri eşliğinde şarap içebilir, Marinera Show izleyebilirsiniz. Intipalka’nın Hotel Queirolo adlı bağ manzaralı şahane otelinde konaklayabilir, yine bağ/şaraphane turu ve tadım yapabilirsiniz. Yani biz tam olarak böyle yaptık.
Ica’daki ilk ziyaret noktamız La Quilloay yani “MiMo”. Önceden sözleştiğimiz sevgili Jose “Pepe” Moquillaza bizi sanki uzun zamandır görmediğimiz 40 yıllık dostumuz gibi samimiyetle karşılıyor. Üzümleri, şaraplarını, pisco’sunu anlatmak için çok heyecanlı. Elbette biz de. Ama sanırım en çok Seray Kumbasar ve ben😊 Sebebi malum.
Önce nam-ı diğer Pepe kimdir anlatmaya çalışayım. Peru şaraplarının marka elçisi ve “Liquid Story Teller” ı, şarap ve pisco üreticisi, ülkesindeki natural şarap hareketinin öncüsü, gerçekten bu işe gönülden bağlı bir şarapsever diyeyim. “Criolla” ları tüm dünyaya pisconun ötesinde tanıtmak istiyor. Neredeyse bütün restoran sahipleri dostu, Pepe’yi tanımayan yok. Aslında bambaşka bir işi varken emekli oluyor, Pisco yapmak için yola çıkıyor, sonra şarap da yapmaya başlıyor. Geleneksel yöntemlerle ürettiği Pisco Peru’nun en iyileri arasında gösteriliyor: “El Inquebrantable”. Pisco ve şarapları yaparken geleneksel Peru kil anforaları “botijas” ları kulllanıyor. Şarapları Arjantin Uco Valley’den winemaker Matias Michelini ile beraber yapıyorlar. İşte MiMo adı da tam olarak buradan geliyor: Michelini’nin “Mi”si ve Moquillaza’nın “Mo”su. Bu projenin dışında aslında Peru’nun ilk natural şarabını Camillo Quintana ile üretiyor. “Quebrada de Ihuanco”. Bir pisco üzümü olan Quebranta( %100 ) kullanılıyor. Peki ya 90 yaşındaki Misket asmalarını nasıl anlatsam. Yaşlı asmaların her zaman hissi başka oluyor. Düşünsenize sizden çok daha uzun zamandır bu dünyadalar!
Başka bölgelerdeki iki şaraphane aklımda kaldı. Biri Pisco nehri kıyısında, biri 3.300 metrede Apurimac dağlarında. Bir sefer daha gidersem belki o zaman.
E Pepe’ye elimiz boş gidecek değildik. Şarap, rakı (Turkish aromatized pisco deyince çok heyecanlandı) , badem ezmesi, baharat ve el yapımı fincanlar götürdük. Başta da söyledim ama yine söyleyeceğim. Gerçekten şahane bir dost kazandık.
Te esperamos en Turquía, gracias amigo!
Yazıyı hazırlarken en çok Pepe’nin anlattıkların faydalandım.
Kaynak kitaplar
Jancis Robinson, Julia Harding, José Vouillamoz, Wine Grapes, Harpers Collins, 2012
Amanda Barnes, The South American Wine Guide, 2022

IWSA Müdürü / WSET Onaylı Uzman

18 Yaşından büyük olduğunuzu teyit etmek için lütfen doğum tarihinizi girin.
Gün
13
01
31
Ay
Temmuz
Ocak
Aralık
Yıl
2025
1945
2025
BU SİTEYE GİRİŞ YAPABİLMENİZ İÇİN 18 YAŞINDAN BÜYÜK OLMAK ZORUNDASINIZ