Paylaş :

Rakı nedir?

Rakı nedir?

Rakı, günümüzde üzümden elde edilen yüksek alkolün yani sumanın ve tahıldan elde edilen etil alkolün karıştırılması ve daha sonra üzerine anason tohumu eklenerek ikinci kez distile edilmesiyle elde edilen geleneksel ve Türkiye'de üretilen alkollü içkidir.

Rakı üretiminde, her şeyden önce yaş ya da kuru üzüm kullanılır. Bunun haricinde, bazı rakılara tarımsal kökenli alkol de eklenir. Yani tahıl alkolü de eklenebilir. Ve tabii ki rakıyı çok özel yapan anason tohumu. İlk olarak, yaş, kuru ya da ikisi birden farklı değişik üzüm çeşitleri bir araya gelinir ve önce fermente edilip alkole dönüştürülür. Arkasından da damıtılır ve suma adı verilen yüksek dereceli alkol yani üzüm alkolü haline gelir. Arkasından yapılacak şey bu sumanın alkolünü düşürüp, geleneksel bakır imbikte anason tohumlarıyla tekrar damıtmaktır. Anason tohumundaki yağlar, damıtma sırasında alkole geçerler. Bu damıtma işlemi 1-2 ya da 3 defa yapılabilir. Bundan sonra elde edilen alkolün üzerine yumuşatılmış su eklenir, şeker katılır, meşe fıçılarda daha sonra da büyük çelik tanklarda dinlenmeye bırakılır. En son olarak da tekrar üzerine az miktarda su eklenir. Alkol derecesi, 40'ın üzerinde olmak şartıyla, genelde 45-47 derecelik alkoller görüyoruz rakının üzerinde. Bu derecelerle birlikte şişelenir. Dinlenme işlemi biten rakılar, mutlaka kimyasal fiziksel ve duyusal analizlerden geçilir. Defalarca kontrolü yapıldıktan sonra pazara sunulurlar. Rakı her zaman için çok usta, çok profesyonel organizasyonlar tarafından yapılmalıdır.

Rakı kadehine, ilk olarak serin rakı koymak gerekir. Rakının serin olması gerekir ancak çok soğutulmuş rakının içindeki anason yağları donacak ve kristalize olacaktır. Bu da rakının tadının bozulması anlamına gelir. O yüzden bardağın içine kadehe ilk olarak serin rakı, üzerine yavaş yavaş çok temiz ve serin ya da soğuk su eklenir. Kristalleşmeye maksimum dikkat etmek gerekir. En son tercihe göre bir tane buz atılabilir. Tabii ki kullanılan suyun kireçsiz olması, filtrelenmiş olması ve çok temiz olması rakıdan alınacak keyfi çok çok arttıracaktır. İdeal servis için rakının ve suyun yaklaşık 8 derecelerde gerekir.

Her şeyden önce her zaman alkol tok karnına içilmelidir. Yani aç karnına içilen alkolün zararı, etkileri çok daha fazla olacaktır. Bu tabii ki rakı için de geçerlidir. Rakıyı tok mide üstüne içmek, bol suyla birlikte tüketilmelidir. Rakı 1900'lü yıllardan önce yemekle birlikte içilen bir içki değildi. Meyhanelerin sayısının artması ile birlikte, aynı zamanda meyhanecilerin misafirlerini, müşterilerini daha mutlu etmek ve tabii ki biraz daha fazla para kazanmak amacıyla başlattıkları, rakının yanında uyumlu lezzet geleneği, günümüzde rakı sofralarının yani tabaklarca mezenin olduğu, muhteşem sofraların yaratılmasının ilk adımı oluyor. Rakı sofralarında, tabii ki başta beyaz peynir, kavun hatta beyaz leblebi gibi basit kuruyemişler rakının en güzel eşlikçileri olarak kabul edilirken, taze salatalar, çiroz ançuez gibi deniz mahsülleri, turp, midye, karides, zeytinyağlılar, bunun haricinde patates ezmesi, patates kızartması, etler, kebap, pirzola, ızgara, buğulama balıklar rakıyla çok çok iyi gitmektedir. Rakıyla gitmeyen ne var denildiğinde, tabii ki başta aşırı yağlı, çok aşırı baharatlı ya da aşırı tuzlu yiyecekler yanında, gaz yapan yiyecekler de pek tercih edilmez.

Rakı, dünyadaki diğer alkollü içkilere göre, bambaşka bir yere sahiptir. Dolayısıyla temel kuralları ve adap çerçevesi vardır. Buna göre mesela aç karnına rakı içilmez. Mutlaka masada atıştıracak bir şeyler, ara sıcak, meze olması gerekir. Su eklenerek içilir. Çünkü anason yağları ancak su eklendiğinde aktive olur. Yani rakının beyazlaması dediğimiz olay bu. Rakıdan çok su içilir yani içtiğiniz rakının 3 katı kadar su içilmeli . Rakı güneş battıktan sonra akşam üstü içilir. Öğlen içilecekse bir kadeh yeterli olacaktır. Dertlenmek için rakı içilmez. Rakı küçük yudumlarla içilir. Öyle kafaya dikilip, fondip yapılmaz. Rakı, bir yudum aldıktan sonra, biraz ağızda bekletilir. Bu sayede tadı iyice ortaya çıkar. Şerefe dedikten sonra, mutlaka o bardaktan bir yudum almak gerekir. Her seferinde kadeh tokuşturulmaz. Şişede kalan son rakı, mutlaka masadakilere eşit olarak paylaştırılır. Boş masada içilmez. Ya masada atıştıracak bir şey olur ya da mutlaka insan. Bardağı ilk olarak yaşlı olan kaldırır. Yüksek sesle konuşulmaz. Rakı sofrasında da başka içki içilmez. Rakı sofrasından kalkıncaya kadar da kadeh değiştirilmez. Bunun da en önemli sebebi kadehler o sofranın şahitleridir.

Rakının beyazlamasına sebep olan şey, aynı zamanda rakının yoğun araması anasondur. Anason yağı, damıtıldığı zaman alkolün içine geçer. Alkol derecesi yüksek olduğu için, bu yağ çözülmeyecektir. Ancak biz rakının üstüne yavaş yavaş su eklediğimizde, artık anason yağları aktif hale gelir ve ışığı kırarak bir beyazlanma ortaya çıkar. Rakının alkol oranının minimum %40 da olma sebebi de bu anason yağlarıdır. Çünkü %40'ın altına indiğimiz takdirde, yavaş yavaş beyazlamaya başlayacaktır. Ve biz daha üstüne su koymadan, şişede bu rengi almaya başlar. O yüzden de rakının alkol oranı, minimum 40 derecelerde tutulur. Rakının içindeki anason oranının fazlalığı, anasonun daha mat bir beyaz olmasını sağlayacaktır. Su miktarı ya da alkol oranı artar da anason miktarı rakıda düşerse, bu beyazlama daha transparan olarak hissedilir.

Rakı, genelde üzerine su eklenerek ya da sek olarak tercih edilen bir içki. İçindeki anason yağlarının gücü dolayısıyla, kokteyllerde kullanmak da yine anasona uygun lezzetleri bir araya getirerek mümkün olabilir. Bu lezzetler tabii ki başta limon, şeker ya da orman meyveleri olabilir. Bir örnek vermek gerekirse, rakı ile en uyumlu olan lezzetlerden bir tanesi kavundur. Rakı kavun suyu, çok az limon suyu ve biraz şeker şurubunu bol buzla bir kapta karıştırıp süzdüğümüz takdirde çok keyifli bir rakı kokteyli elde etmiş oluruz.

Rakı kültürüne dair daha detaylı bilgiler için Rakı Terimleri başlığına bakabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

Nespresso
Nude
Nude
IWSA Logo